top of page

Muğla'nın Endemik Bitkileri ve Orman Yangınları

Muğla, Türkiye'nin güneybatısında yer alan, eşsiz doğal güzelliklere ve zengin biyolojik çeşitliliğe sahip bir ilimizdir. Ege ve Akdeniz iklimlerinin kesişim noktasında yer alan bu bölge, birçok endemik bitki türüne ev sahipliği yapar. Ancak, son yıllarda artan orman yangınları, bu nadir ve değerli bitki türleri için büyük bir tehdit oluşturmaktadır.


Muğla sınırları içinde yapılan bir çalışmaya göre yörede 316 adet endemik taksonun kaydedildiği görülmüştür. Gerçekleştirilen bu proje sonucunda Muğla OBM sınırları içinde yayılış gösteren 39 familya ve 132 cinse mensup toplam 368 adet endemik bitki taksonu tespit edilmiştir.


Endemizm, bulunduğu bölgenin ekolojik şartları yüzünden yalnızca belirli bölgede yaşayan/yetişen, dünyanın başka yerinde yaşama/yetişme ihtimali olmayan, yöreye özgü hayvan/bitki türü olarak tanımlanmaktadır. Biyoçeşitlilik açısından büyük bir zenginlik içeren bölgedeki türlerin korunması büyük bir önem taşımaktadır.


TURSAB 2011 raporuna göre, Türk endemik türleri arasında en başta gelenleri: sığla ağacı (Liquidambar orientalis), sadece Muğla kıyı şeridi boyunca ve Çine çayı etrafında; adaçayı bitkisi (Salvia officinalis) Muğla’dan İzmir’e sahil kayalıkları üzerinde; aslankulağı (Leonurus cardiaca) Muğla ve Aydın kıyılarında; ve çan çiçeği (Campanula fruticulosa) Kuşadası ve Ortaklar ile civarında. Aynı zamanda dikenli yaban paptyası (Bellis peremnis) Aydın kıyılarında, Ödemiş ve orta Toros Dağları’nda; yüksük otu (Digitalis sp.) Muğla ve İzmir kıyı şeridinde; ve kantaron otu (Centaurea sp.) Muğla Sandras Dağları’nda görülmektedir. Köyceğiz yakınlarındaki Sandras Dağları birçok endemik türe ev sahipliği yapmaktadır ve bu zenginliği korumak için bölge korunma altına alınmalıdır.


Muğla, zengin bitki örtüsü ile dikkat çeker ve bu bölgede birçok endemik bitki türü bulunmaktadır.


1.Sığla Ağacı (Liquidambar orientalis): Muğla'nın simgesi haline gelmiş olan sığla ağacı, sadece bu bölgede yetişen nadir bir türdür. Sığla yağı üretimiyle de bilinen bu ağaç, sulak alanlarda ve dere kenarlarında bulunur.


2. Datça Hurması (Phoenix theophrasti): Datça Yarımadası'na özgü bu hurma türü, Akdeniz bölgesinin nadir palmiyelerinden biridir. Kuraklığa dayanıklı olan bu bitki, kıyı ekosistemlerinde önemli bir rol oynar.


3. Anadolu Adaçayı (Salvia anatolica): Muğla'nın dağlık bölgelerinde bulunan bu adaçayı türü, tıbbi ve aromatik özellikleri ile bilinir. Kurak ve kayalık alanlarda yetişir.


4. Muğla Kekik (Origanum muglaense): Bu kekik türü, sadece Muğla'da bulunur ve aromatik yapraklarıyla tanınır. Genellikle taşlık ve kayalık alanlarda yetişir.



Ayrıca, Köyceğiz kardikeni, Yalı havacıvası, Çam körmeni, Peygamber çiçeği, Yırtıksürincan, Babadağ safranı, Terzioğlu safranı, Milâs lâlesi, Somsasal, Yosunyağotu gibi biyoçeşitlilik açısından büyük değere sahip birçok tür bulunmaktadır.


Türkiye’deki 3 bin 500 endemik bitki türün önemli bir bölümünü bünyesinde barındıran Muğla’da 2020 yılında Ula ve Marmaris ilçeleri arasında Balan Sümbülü (Leopoldia buseana) olarak isimlendirilen yeni bir endemik bitki türü keşfedilmiştir. Balan sümbülünün keşfiyle cinsin dünyadaki tür sayısı 30’a yükselmiştir. Biyoçeşitlilik açısından oldukça zengin bir coğrafya olan Muğla’da pek çok endemik türün olduğu gibi Balan sümbülünün de ormanlık alanlarda konumlanması, orman yangınları sebebiyle türün risk altına sokmaktadır.


Orman yangınları tüm canlı türleri gibi endemik türler için de en büyük tehditlerden biridir. Özellikle Muğla ve çevresinde son yıllarda büyük bir yıkım yaşatan orman yangınlarının birçok sonucu ortaya çıkmaktadır. Bunlardan ilki, habitat kaybıdır. Orman yangınları, endemik bitkilerin yaşam alanlarını yok eder. Özellikle sığla ağacı gibi belirli ekolojik koşullara bağlı bitkiler, yangın sonrası habitatlarının yok olmasıyla büyük zarar görür.


Orman yangınlarının bir diğer sonucu endemik türlerin nesillerinin tehdit altına girmesidir. Orman yangınları endemik bitki türlerinin popülasyonlarını ciddi şekilde azaltabilir. Küçük ve izole popülasyonlara sahip bitkiler, yangın sonrası neslinin tükenmesi riskiyle karşı karşıya kalabilir. Bununla birlikte orman yangınları sonrasında bitki örtüsünün yok olması, toprak erozyonuna neden olur. Bu durum, yeni bitki büyümesini engeller ve ekosistemin kendini yenileme kapasitesini azaltır. Ayrıca endemik bitkiler, bölgedeki ekosistem dengesinin korunmasında önemli rol oynar. Orman yangınları, bu dengenin bozulmasına ve diğer canlı türlerinin de etkilenmesine yol açar.


Muğla'nın endemik bitkileri, hem biyolojik çeşitlilik açısından hem de ekosistem açısından büyük öneme sahiptir. Ancak, orman yangınları bu değerli bitki türleri için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu nedenle, orman yangınlarının önlenmesi ve endemik bitkilerin korunması için acil önlemler alınmalıdır. Doğal zenginliklerimizi korumak ve gelecek nesillere aktarmak için hepimize büyük sorumluluk düşmektedir.



KAYNAKÇA




13 görüntüleme0 yorum

Comments


bottom of page