Toplumsal Dönüşümün Sessiz Gücü Olarak Gönüllülük
- Fırsat Eşitliği Sürdürülebilir Gelecek Derneği
- 12 Eki
- 3 dakikada okunur
Gönüllülük, bir insanın zamanını, emeğini ve yüreğini hiçbir karşılık beklemeden bir başkasının yaşamına dokundurmasıdır. Basit bir tanımla, gönüllülük; bireylerin toplumsal veya insani bir amacı desteklemek için kendi iradeleriyle ve maddi kazanç beklemeden yaptıkları katkıdır. Ancak özünde çok daha fazlasını taşır.
Bir gönüllü, yalnızca “yardım eden” kişi değildir; değişimin, umut ve dayanışmanın taşıyıcısıdır.
Bugün gönüllülük faaliyetleri sağlık, çevre, eğitim, sosyal hizmetler gibi pek çok alanda görülse de spor alanındaki gönüllülük, özellikle özel gereksinimli bireylerin topluma katılımı açısından ayrı bir anlam taşır. Spor gönüllüleri, yalnızca bir etkinliği organize etmez; aynı zamanda bireylerin kendilerini ifade edebilecekleri güvenli alanlar yaratırlar.
Spor, bireylerin fiziksel gücünü olduğu kadar, duygusal ve sosyal yönlerini de geliştirir. Ancak herkesin bu fırsatlara eşit erişimi yoktur. Özellikle özel gereksinimli bireyler için spora katılım, çevresel, fiziksel veya sosyal engeller nedeniyle çoğu zaman sınırlı kalmaktadır. İşte tam bu noktada gönüllülük, köprü kuran bir güç olarak devreye girer.

Gönüllüler, özel gereksinimli bireylerin spor etkinliklerine katılımını kolaylaştırarak onların sosyal entegrasyonunu destekler. Örneğin, zihinsel engelli bir genç koşu etkinliğinde gönüllü bir rehber eşliğinde parkuru tamamladığında, sadece bir yarış bitmiş olmaz; o an özgüvenin, aidiyetin ve başarının somutlaştığı bir andır.
Araştırmalar, gönüllü desteğinin spor katılımını artırdığını, bireylerin spora olan ilgilerini sürdürmelerine katkı sağladığını göstermektedir (Anderson et al., 2020). Bu etki sadece fiziksel fayda sağlamakla kalmaz; bireyin sosyal çevreye dahil olmasını, takım ruhu kazanmasını ve yeni arkadaşlıklar kurmasını da sağlar.
Gönüllülük, karşılıklı bir öğrenme sürecidir. Özel gereksinimli bireylerle çalışan gönüllüler, yalnızca destek sunmakla kalmaz, kendileri de çok değerli yaşam becerileri kazanırlar. Bu süreç, empati kurmayı, sabırlı olmayı, aktif dinlemeyi ve farklılıklara saygı göstermeyi öğretir.
Bir gönüllü antrenör, otizmli bir çocukla yüzme dersindeyken bazen sözsüz iletişimi, bazen de duyguların gücünü öğrenir. Bu deneyim, gönüllüye de kendi yaşamında dönüştürücü bir farkındalık kazandırır: İnsanlar farklı olabilir, ama potansiyelleri eşit derecede değerlidir.

Parsons & Bales (2018), gönüllü faaliyetlerin bireylerde empati, hoşgörü ve sosyal sorumluluk duygularını geliştirdiğini, gönüllülüğün özellikle genç bireylerde öz farkındalığı artırdığını belirtmektedir. Bu açıdan gönüllülük, hem bireysel gelişimin hem de toplumsal olgunlaşmanın bir aracıdır.
Toplumda özel gereksinimli bireyler hâlâ çeşitli önyargılarla karşılaşabilmektedir. Birçok insan bu bireyleri sadece “yardıma muhtaç” olarak görür; oysa onların sahip oldukları yetenekler, kararlılık ve yaratıcılık çoğu zaman göz ardı edilir. Gönüllüler, bu yanlış algıyı kırmada kritik bir role sahiptir.
Birlikte çalışmak, aynı hedefe yönelmek, bir takımı temsil etmek… Tüm bunlar farklılıkları bir arada yaşamanın yollarını öğretir. Gönüllü ile özel gereksinimli birey arasındaki bağ, topluma “biz aslında birbirimizi tamamlıyoruz” mesajını verir. Greenwood & Perkins (2018), gönüllü etkinliklerin toplumda empatiyi, anlayışı ve kapsayıcılığı artırdığını göstermektedir. Örneğin, bir belediye tarafından düzenlenen kapsayıcı koşu etkinliğinde, tekerlekli sandalye kullanan bireylerin yanında gönüllüler koştuğunda seyirciler sadece bir spor etkinliği izlemiyor; toplumsal eşitliğin sahadaki yansımasını görüyorlar.

Dünya genelinde gönüllülüğün özel gereksinimli bireylerin spor katılımına yaptığı katkıların en bilinen örneklerinden biri, Special Olympics organizasyonudur. Bu platform, milyonlarca gönüllü sayesinde özel gereksinimli bireylerin farklı spor dallarında yarışmalarını sağlar. Burada gönüllüler yalnızca teknik destek sunmazlar; sporcunun yanında koşar, onu cesaretlendirir, başarısına ortak olurlar. Bu yaklaşım, “yardım etmekten” çok “birlikte başarmak” anlayışını temsil eder.
Special Olympics’in 2020 raporuna göre, gönüllü desteği alan sporcuların kendine güven düzeylerinde %60 oranında artış gözlemlenmiştir. Bu oran, gönüllülüğün bir insanın iç dünyasında ne kadar derin izler bırakabileceğini göstermektedir.
Gönüllülük sadece destek alan bireyler için değil, gönüllünün kendisi için de dönüştürücü bir deneyimdir. Bir gönüllü, özel gereksinimli bireylerle çalışırken toplumun görünmeyen yönlerini fark eder. Kimi zaman küçük bir teşekkür, kimi zaman bir gülümseme, kimi zaman da paylaşılan bir sessizlik bile gönüllülüğün anlamını derinleştirir.
Aynı zamanda gönüllülük, toplumsal sorunlara duyarlılığı artırır ve bireylerin sosyal sorumluluk bilincini güçlendirir. Bu nedenle birçok eğitim kurumu ve gençlik programı, gönüllülüğü sadece sosyal hizmet değil, yaşam becerisi eğitimi olarak görmektedir.
Birçok gönüllü, ilk deneyiminde “ben nasıl yardımcı olabilirim ki?” diye düşünür. Ancak süreç içinde fark eder ki, gönüllülük yalnızca fiziksel bir yardım değil aynı zamanda bir var olma biçimidir. Spor etkinliklerinde destek olan bir gönüllü, sahada yalnızca teknik yardım sunmaz; aynı zamanda oradaki bireyin “ben de yapabilirim” duygusunu güçlendirir.
Bir gencin ilk madalyasını kazandığı an, bir gönüllünün gözlerindeki gururla birleştiğinde ortaya çıkan tablo, gönüllülüğün özünü yansıtır: Birinin hayatını değiştirirken, kendi hayatını da güzelleştirmek.
Gönüllülük; insanın kendisini toplumun bir parçası olarak yeniden tanımlamasıdır. Özel gereksinimli bireylerle yapılan gönüllü spor etkinlikleri, hem bireyler arasındaki bariyerleri kaldırır hem de toplumun kapsayıcılığını artırır. Bu nedenle her gönüllü, toplumun daha eşitlikçi, anlayışlı ve empatik bir geleceğe ilerlemesinde bir taşıyıcı güçtür.
Bir gönüllünün dokunuşu, bazen bir çocuğun gülümsemesi, bazen bir annenin umudu, bazen de bir toplumun dönüşümüdür.
Kaynakça
Anderson, R. et al. (2020). Volunteering and Inclusion in Disability Sports.
Hernandez, L. & Taylor, J. (2021). Social Development through Volunteer-Supported Sports.
Greenwood, M. & Perkins, H. (2018). Community Engagement and Social Inclusion.
Parsons, D. & Bales, K. (2018). Empathy and Personal Growth through Volunteering.
Special Olympics (2020). Empowering Athletes through Volunteerism.
Yorumlar